Fikrimin yerleşik hayatı

Dostça yazdığım ilk merhabanın üzerinden yıllar geçti. Kiminiz çok çalıştı ve çalışmaya devam ediyor, kimi hayatla barıştı, kimi evlendi, kimi çocuk sahibi oldu, kimi ise hayatında kocaman değişiklikler yapacak cesarete kavuştu ve hala bu mücadelesine devam ediyor. Hayat denilen zamanın bize gösterdiği yüzü ile bazen amansız bir mücadeleye tutuştuk, bazense içinde bulunduğumuz an hiç bitmesin diye gizli gizli yakardık. Zamanın gücüne karşı dik durmaya çalıştık hep birlikte kimimiz farkındaydı bazen. İlk merhabamızdan bu yana akreple yelkovan hep yarıştı ve hep yarışacak, bizlerse onları yakalamaya çabalayacağız, durmadan bitmeden. Zaman hep galip gelecek ama bizim zaferimizse zaman içine sığdırdıklarımızda saklı olacak.

Zaman içinde bitmeyen yolculuklarıma üç denizin nurlu sularıyla çevrilmiş verimli topraklarına yerleşip, heybemdeki tohumları büyütmek için cismimi yerleşik hayata geçirmeye karar verdim. Fikrimi ise eskisinden daha da özgür kılarak yeni deneyimler okyanusuna salıverdim yaratıcılığın rüzgarı ile yelkenlerini şişirerek.

Heybemde taşıdıklarımı bahsettim ya işte o büyülü heybenin içinde binlerce dost, yüzbinlerce tohum ve milyonlarca bilgi taşımışım. Heybemde hep iyiliklere güzelliklere yer açmışım, baktığımda ufkumu genişleten içimi açan bana yaşama sevinci veren şeyler koymuşum. Bazense bu güzellikler ben farkında olmadan heybeme doluşu vermişler.

Amacım hep bu iyilikleri, güzellikleri paylaşmak başka ruhlara da ışığı taşımak ve sizlerin sonsuz ışığından bir parça aydınlık alabilmek.

Devamı...